Oliver Twist, kitabı okuyan okuyamayan herkes bu isme aşinadır.
Bize hiç uzak olmayan bir hikaye akar kitapta.
Oliver'ın başına gelmedik kalmaz. En kötü yemekleri yer, yatacak yeri olmaz, kurşunlanır, zorla hırsızlık yaptırılır, dayak yer, yalnız başına karanlık depolarda yaşar...
Ama her şeye rağmen çok iyi bir çocuktur, içinde hiçbir kötülük barındırmaz. Hatta ona yardım eden insanlara karşı vicdan azabı hisseder. Elbette gerçek hayatta karşılaşılması zor bir tablo. Çünkü Oliver neredeyse bebek yaştan itibaren bu şekilde yaşıyor, yani bu yaşamı normal kabul edip o da diğer kötü insanlar gibi olmalıydı ama tabi ki bu bir roman ve burada iyi/kötü ayrımını çok sert yapmak gerekiyor. Bir de yazıldığı dönemi düşününce bir eleştirim olmayacak bu konuda ama yine de aşırı iyi biri be :)
Neyse sonunda en azından hak ettiği rahat yaşamı bulur Oliver, kötüler de elbette cezalarını.
1902 Doğumlular
1800’lü yılların sonları – 1900’lü yılların başlarında ergenliğinin henüz ilkbaharında , hayatı daha yeni yeni anlamlandırmaya başladığı o anlarda – geç dönem çocukluk/erken dönem ergenlik coşkusuyla içindeki o körpecik enerjiyi sınırsızca boşaltarak hayatı en saf haliyle yaşamak yerine, savaşlar ve sefalet içinde
